Kasımbekov’un edebi kişiliğinin incelemesinde yapılan ayrım baskı (represiya) döneminin izleridir. Bu dönemde görülen sansür ve baskılar neticesinde yok edilen birçok aydının varlığı yazarı da etkilemiştir. Örneğin Kırgız edebiyatının ilk tarihi romanı kabul edilen Kırılan Kılıç eseri,10 Kadirkul Davutov’un ifadesiyle, iki defa saldırıya uğrar. İlk saldırı, 1971 nisan ayında, M. Borugulov tarafından merkez komitesine yazdığı dilekçeyle gerçekleşir. Aradan on iki yıl geçer ikinci ve en güçlü saldırıyı, 1983 yılında T. Usubaliyev yapar. Kırılan Kılıç’ı Moskova’da eleştirince, esere yasak konulur. Davutov, Kırılan Kılıç’a yok yere yasak konulduğunu söyler. Çünkü Kasımbekov, arşivdeki bilgilere dayandırarak romanlarını yazmıştır. Ruslara yaranmak için gerçeği değştirmemesi dönemin siyasetçileri tarafından suç olarak kabul edilmiştir. Kırılan Kılıç’ın böyle bir kaderi yaşaması, Diriliş romanının yazılmasına neden olmuş onun yayımlanışı engelleri aşmıştır.11 Kırılan Kılıç romanı, Davutov’un da altını çizdiği gibi “Ruslara yaranmak için” eseri eleştiren Kırgızların aksine, Rus eleştirmenlerce olumlu eleştiri almıştır. Özellikle Rus bilim adamları, Zoya Kedrina, V. Oskoskiy, S. Plehanov ve L. Lebedeva eserin estetik açıdan oldukça değerli olduğu konusunda fikir birliğine varmışlardır.12 Rus eleştirmenlerin yanı sıra bazı Kırgız eleştirmenler de romanı savunan yazılar kaleme almışlardır. Kırılan Kılıç’ın birinci kitabı yayımlandıktan sonra hakkında çıkan eleştiri yazılarının birinde, A. Satiyev; “bu roman zorluklar üzerine şekillenmiştir. Ulaşılması zor kaynaklar üzerinde durmuştur. Roman Kırgız halkının Rusya yönetimi altına girmeden önceki zamanını tarihsel gerçeklerle aydınlatır. Puşkin’in Polvata’sı, Boris Godunov’u, Tolstoy’un I. Petros’u, Boradin’in Semerkant Yıldızlar’ı gibi tarihi gerçekler üzerine yazılan eserler Kırgız edebiyatında yoktu” der.13 Satiyev’in de belirttiği gibi Kırgız edebiyatında olmayan tarihsel gerçeklerin anlatılması Kasımbekov ile birlikte hız kazanır. Kırılan Kılıç bu anlamda Kırgız edebiyatında büyük ses getirir. Kendisinden sonra tarihi roman türünde artış olması bunun göstergesidir. Mukay Elebayev’in Uzak Yol, Aalı Tokombayev’in Kanlı Yıllar, Tügölbay Sıkdıkbekov’un Ken Suu, K. Malikov’un Azamatlar, Ernist Tursunov’un Ata Yurt, Öskön Danıkeyev’in Miras, Kazat Akmatov’un Güneşe Dönen Yıllar, K. Saktanov’un Ölüler Sesi tarihi romanlar olarak yerini almıştır.
Sovyet ideolojisinin baskısına rağmen yazarın Kırılan Kılıç romanı tarihsel gerçekler üzerine kurgulanarak, tarihte yaşamış kahramanların var olma mücadelesini tüm açıklığıyla anlatır. “Bu bakımdan Kırılan Kılıç 19. Yüzyıldaki Kırgız hayatının ansiklopedisi görünümündedir.”14 Eserinde 180’e yakın karakteri başarıyla tasvir etmesi onun yaratma gücünün genişliğini gösterir. Yazarın Kırılan Kılıç’tan sonra kaleme aldığı Diriliş romanı da tarihsel bir dönem olan, 1917 Rus devriminin Türkistan’daki yansımalarını anlatması yönüyle önemlidir. Bu roman Kırgızların büyük ozanı olarak kabul edilen Toktokul Satılgunov’un hayatı üzerine kurgulanmakla birlikte, nehir roman tarzının devamı olduğu için Şabdan ve Kurmancan Datka gibi karakterlerin de norm karakter etkin olarak yer aldığı görülür. Bu roman, Kırgızların Rusların sömürgeci anlayışına karşı, özellikle dağlarda başlayan başkaldırı hareketleri, aydın kesimin halkı uyandırması ve adalet/eşitlik arayışının ilk filizlerini vermesi anlatılır.
Teknik açıdan oldukça sağlam olan bu iki roman, yazarın dünyada tanınmasında önemli basamaklar olmuştur. Kırgız tarihinin önemli olaylarını Hokand Hanlığı dönemini anlatan ve yazarın en önemli romanı olarak gösterilen Kırılan Kılıç’ın Rusça’dan başka Ukraynaca, Çince, İngilizce, Letonca, Uygur Türkçesi, Kazak Türkçesi, Tatar Türkçesi, Özbek Türkçesi ve Türkiye Türkçesi gibi önemli dillere çevrilmesi yazarın başarısını gösterir.
Romanlarında halk kültüründen, geleneklerinden örnekler vermesi; eserlerini yazım aşamasında birçok arşiv belgesinden yararlanması yazarın titiz bir romancı olduğunun göstergesidir. Yazarın bir diğer başarısı özellikle Kırılan Kılıç’ta kullandığı üsluptadır. Onun bu titizliği için Kadirkul Davutov şunları söyler;
Bitmemiş cümleler, tamamıyla aktarılmayan anlam, tümüyle işlenmeyen episod, fazla kelimeler neredeyse bulunmuyor. Farklı duyguları aktarma, kıyaslama, atasözleri, mecaz anlamdaki sözcükler, kafiye ve bunlarla birlikte hüzün ve mutluluk, öfke ve merhamet, bu dünyanın manasını, Tanrıyı tanıma, ümit, ölüm, kadere boyun eğmek gibi konular da söz sanatları yardımıyla maharet ve ustalıkla yazılarak okurun ilgisini çeker.15
Davutov’un da belirtttiği gibi yazar, romanında farklı konuları akıcı bir üslupla dile getirerek okurun hafızasına kazır. Daha çok romancı yönüyle ele alınan Kasımbekov, bağımsızlık öncesi yazdığı bu iki romanında Kırgız tarihinde adı geçen önemli karakterlerin hayatını anlatarak devrin baskıcı yönetimine rağmen, geniş çevrelere ulaşmıştır. Bu iki romandan ayrı düşünülecek bağımsızlık öncesi yazılan Olgun Nesil romanı ise, dönemin ideolojisine uygun şekilde işlenerek yazılan bireysel izlekli bir romandır. Ancak ele aldığı insanlık, adalet, dürüstlük, çalışkanlık gibi konular etrafında vermek istediği ileti yönüyle dikkat çekici bir romandır. Romanın başkişisi yetim büyüyen bir idealist bir Kırgız gencidir. Esen, üniversiteyi bitirdikten sonra kendi köyüne Rus dili ve edebiyatı öğretmeni olarak döner. O, öğrencilerine doğruyu ve hayatın gerçeklerini öğretmek için çabalar. Okula geldiği ilk günden itibaren fark ettiği yozlaşma ve körleşmeye karşı mücadele veren Esen, öğrencilerinin model aldığı bir öğretmen haline gelir. Esen’in bu yükselişi okulun başta müdürü olmak üzere diğer öğretmenlerini rahatsız eder. Onu okuldan uzaklaştırmak için komplo kuran ve uydurma dilekçe yazan müdür ve diğer öğretmenlerin çabaları sonuç vermez, adalet yerini bulur. Olgun Nesil romanı işlediği konu itibariyle diğer romanların aksine, Esen’in birey(sel)leşmesi ve etrafında yarattığı farkındalık üzerine kurgulanmıştır.
Yazarın bağımsızlık öncesi yazdığı romanlarında devrin baskıcı tutumundan diğer yazarlar kadar olmasa da etkilendiği görülür. Olgun Nesil romanında Rus dilinin/edebiyatının ve kültürünün sıkça övülmesi bunun göstergesidir. Kırılan Kılıç ve Diriliş romanlarında ise, bağımsızlık sonrası yazılan romanlarla kıyas edildiğinde yazarın eleştiri üslubunun yumuşatılarak kullanıldığı görülür. Yazarın eleştiri okları bu romanlarda Çarlık Rusya’nın komutan ve askerlerine yöneldiği kadar; bir birlik kuramayan kendi halkının iktidar hırsıyla