Tölögön Kasımbekov İnsan ve Eser. Samet Azap. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Samet Azap
Издательство: Elips Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn:
Скачать книгу
biri olarak narsist bir kişilik sergiler. Funk, narsist kişi için şu cümleleri aktarır;

      Narsistik kişi, kendisini olumlu ve olumsuz anlamda muhteşem olarak algılar, kendini büyük bir günâhkar ya da işe yaramaz biri olarak yaşasa bile bu kez de olumsuz anlamdaki büyüklenmeciliği yüzünden acı çeker. Bu noktada narsistik öbür yüzünü (kendi zayıflığını, başarısızlığını, hata yapabilirliğini, korkaklığını, zavallılığını, bağımlılığını ya da tersine becerilerini, gücünü, yeteneklerini, onurunu) yadsır ve bunları çevresine yansıtır.96

      Funk’un narsist kişi için çizdiği tablodaki olumsuzlanan değerlerin taşıyıcısı konumunda olan Çoro, kişisel eziklik ve eksiklik duygusunu çevresine “saldırarak” bastırır. O, narsist bir karakter olarak, kendi zayıf yanlarının verdiği hırsını, öfkesini çevresinden yani yetim Kökö’den çıkarır. Ona zorla içki içmesini söyleyip sonra da parasını ödemesini söyler; “içeceksin! diye kara bıyıklı Çoro daha sertleşti. İçmeyeceğim” (H.Y.: 9). Yetim bir çocukla alay etmesi; onun acıma, iyilik gibi duygulardan yoksun olduğunu gösterir. Öykünün öteki gücünü temsil eden Çoro’nun kendi ben’i ve çevresiyle yaşadığı çatışmada ezilen yetim Kökö olur.

      Öykünün ülkü değerlerde97 alınabilecek diğer bir karakteri yüce birey “arketip”i98 Taşıbek’dir. Yaşının verdiği olgunluk ile aksakal olarak anlatıda geçen Taşıbek, müşkil çözücü rolüyle “kaosun kozmosudur.”99 Rayımcan’ın yetim Kökö’nün bakımını üstlenmek istemesi ve teyzesi Şeki’nin buna karşı çıkması sonucu yaşanan çatışmada, aksakal Taşıbek tıpkı Dede Korkut gibi gelerek sorunu çözer; “bir anda Taşıbek amca geldi. Rayımcan bu ne kavgası?” (H.Y.: 31) Rayımcan ile Şeki’nin Kökö için yaptığı tartışmayı araya girerek çözmesi onun gördüğü saygı ve sevgiyi gösterir. Sorunu çözerken takındığı bilgece tavır ve sarf ettiği bilge sözler onun Alp bilge tipi olduğunun göstergesidir.

      2.2.1.4.3. Kadınlar

      Kadın ilk yaradılışla birlikte mitik dünyası ve gizemli yönü dolayısıyla üzerinde en çok kafa yorulan konulardan biridir. Yunan mitolojisinde, gerek güzelliği gerek ihtirasları ile tanrıça olarak adlandırılan kadın, Kitab-ı Mukaddes’te erkeğin kaburgasından yaratılan bütünleştirici yönüyle anlatılır.100 Kadın bir noktada yaşamın kendisidir.101 Doğurganlığı dolayısıyla toprakla bir tutulan kadın, hayatın devamlılığını da sağlayan ana etkendir.

      “Yetim” öyküsünde erkek karakterlerde olduğu gibi, zıt yönleriyle ele alınan kadın karakterler arasındaki çatışma da konu edilir. Kasımbekov, toplumun iki farklı yüzünü resmederken, Kırgız kadınının taban tabana iki zıt karakterini de karşılaştırır. Bir tarafta yetim Kökö’yü öteleyen ve onu bir meta olarak gören Şeki, diğer yanda yabancı bir çocuğu kendi çocuğu gibi bağrına basan Şirin yer alır.

      Şeki, başkişi Kökö’nün teyzesi olarak takındığı tavır nedeniyle kart karakter olarak değerlendirilir.102 Onun çocuğa sadece devlet yardımını almak için bakması ve her defasında aşağılayıp, dövmesi de bunun göstergesidir. Annelik içgüdüsünü yaşa(ya)mayan Şeki bu içgüdünün kadına kazandırdığı sevgi, şefkat gibi duygulardan yoksun olarak Kökö’yü sarıcı değil, öteleyici bir tavır sergiler; “Şeker aslında evladı kesilmiş kadın. Doğuramadığından dolayı mı yoksa huyundan dolayı mı bu sene, yazın eşi ile ayrıldı.” (H.Y.: 10) anne olmanın tadına varamayan Şeki yetim çocuğu sahiplenme iç güdüsünden yoksundur.

      Onun çocuğu büyütürken takındığı tavır, çocuğun kişiliği üzerinde doğrudan etkili olur; çünkü,“oğluna sürekli olarak “Ne kötü bir çocuksun”! diyen anne, sonunda ya bir hayduda ya da bir azize kavuşabilir. Çocuğun kimliği, onun anne babasının sözcüklerini nasıl anlamlandırdığına bağlıdır.”103 Çocuğun geleceğinin şekillenmesinde önemli bir aşama olan aile sevgisinin eksikliği Şeki’nin tavırlarından kaynaklanır. Kökö’nün hırsızlık yapmasında takındığı umursamaz tavır onun bu kötücül davranışı meşru görmesi, çocuğun olumsuz bir kişiliğe nasıl sahip olduğunun da göstergesidir. Çocuğun kişiliğinin gelişmesinde önemli bir kavşak olan okula göndermemesi bilginin önüne set ördüğünün göstergesidir. Foucault bilgi için; “Bilgi, bence, bireysel varoluşun bir kalkanı ile dış dünyanın kavranması işlevini görmelidir.”104der. Kökö’nün bireysel varoluşunu bu şekilde engelleyen Şeki, onun bilinçlilik halinin oluşumunu da geciktirir; “bacım, sen çocuğa iyi davranmıyorsun, okula da göndermiyormuşsun. Taş-kömürdeyken seni uyarmamış mıydım?” (H.Y.: 25) Rayımcan’ın bu serzenişi, Şeki’nin çocuğun eğitim hayatını nasıl elinden (ç) aldığının göstergesidir. Kadına yüklenen kutsal annelik vazifesinden mahrum kalan Şeki, Kökö’nün gelişiminde daha çok olumsuzlayıcı özelliğiyle yer alır.

      Öykünün diğer kadın karakterleri olan Rayımcan’ın eşi Şirin ve annesi Saragül ortada fazla görünmemekle birlikte, ülkü değerlerde yer alan figüratif karakterlerdir. Saragül ve Şirin merhametli birer anne figürü olarak kurgulanmıştır. Kırgız Türkçesinde “Sara” sözcüğünün anlamı; seçme, mumtaz, en iyi, en üstün olarak sözlükte geçer.105 “Sara” ve “gül” sözcüklerinden oluşan Saragül adının anlamı ise; en mümtaz, seçkin gül olarak bilinir. Şirin de adı gibi iyi huylu tasvir edilmiştir. Bu iki karakter de adlarının anlamıyla karakterleri uyumlu olarak anlatılmışlardır. Öyküde sabrı, hoşgörüyü, sevgiyi temsil eden Saragül ile Şirin varoluşunun girdabından boğulmak istenen Kökö’nün tinsel doğumunun gerçekleşmesinde etkin rol oynarlar.

      Değerler dünyasında kendine yer bulmak isteyen özne, karşı güçler tarafından engellenir. Toplumsal yozlaşmanın görüngüsü olan bu gücü temsil eden Şeki, karşısında Saragül’ü ve gelini Şirin’i bulur; “Saragül teyze Rayımcan’a suratını asarak konuştu; Hayır, memleket o paraları kimsesiz yetimleri büyüyene kadar harcayasınız diye veriyor bunun gibilerin boğazına gitsin diye değil. Bacım sen yaşlanmış kuvvetsiz filan değilsin. Kendi emeğinle kazan, bozo satıp geçinmeyip herkes gibi çalış. Diyeceklerim bu kadar” (H.Y.: 26). Yetim Kökö’yü şahsi işlerinde kullanan ve üzerinden para kazanarak onu metalaştıran Şeki’ye karşı çıkan Saragül, çocuğun sömürülmesi karşısında dayanamaz. Birey olma edimini yaşayamayan Kökö’nün yitip gitmesine razı olmayan Saragül ve Şirin çocuğa sahip çıkarak onu kendi evlatları gibi büyütürler.

      2.2.2. İzleksel Kurgu

      2.2.2.1. Yuva/Ev

      İnsanın hayatta kalma itkisi, diğer canlılarla benzer özellikler taşır. Ancak, diğer canlılardan farklı olarak, insan sadece bir barınak, korunak ihtiyacı arayışında olmaz. Bunun yanı sıra, içinde bulunduğu korunağı, sığınağı sevgi, ilgi ve sıcaklıkla işleyerek, bir tür psikolojik varlık alanı da oluşturur. Yuva’yı ev’den ayıran en önemi özellik, yuvanın varoluşsal bir mekan olarak, insanın duyguları ile beslenmesidir. Yuva, içindeki çocuklarla, anılarla ve birlikte geçirilen güzel anlarla, bir bütün olarak topluluğun kültür ve şefkat barınağına dönüşür. Ev yerinde durabilirken, yuva içindeki


<p>96</p>

Rainer Funk, Ben ve Biz Postmodern İnsanın Psikanalizi, Çev. Çağlar Tanyeri, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2009, s. 57.

<p>97</p>

Ülkü Değer; ruhunu eserin merkezine yerleştiren yazarın benimsenmiş değerlerini, doğrularını, özlemlerini, arzularını, varlık kaygısını, kısaca anlatıcının yaratıcı ben’ini temsil eden bir varoluş dizgesini içerir. (Bkz. Ramazan Korkmaz, “Romanda Entrik Kurguyu Oluşturan Değerlerin Görüntü Düzeyleri Üzerine Bazı Öneriler”, 20. Yüzyılda Türk Romanı Sempozyumu (19-21 Nisan 2000), Düzenleyen; Marmara Üniversitesi Türkiyat Araştırma Merkezi, Yayım yeri; A FestschrifttoLarsJohanson/ LarsJohanson Armağanı, Grafiker Yayınları, Ankara, s. 271-282)

<p>98</p>

Carl GustavJung, Dört Arketip, Çev. İhsan Kırımlı, Kumsaati Yayınları, İstanbul, 2011, s. 90.

<p>99</p>

Ramazan Korkmaz (2006) “Dede Korkut Anlatılarında Yüce Birey Aketipi”, XII, Uluslararası Kıbatek Edebiyat Şöleni, 9-16 Mayıs, Bakü/ Azerbaycan.

<p>100</p>

Kitab-ı Mukaddes, Tekvin: 2/18-23

<p>101</p>

Campbell, a.g.e., s. 141.

<p>102</p>

Kart karakterler; romanda tek bir özelliği olarak değişmezler ve yalınkat bir kişiliğe sahiptirler. (Daha fazla bilgi için bkz. Ramazan Korkmaz, Sabahattin Ali İnsan-Eser, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 1997, s. 277.)

<p>103</p>

Darian Leader-Judy Groves, Lacan-Yeni Başlayanlar İçin, Milliyet Yayınları, İstanbul, 1997, s. 43.

<p>104</p>

Michel Foucault, Özne ve İktidar, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2011, s. 128.

<p>105</p>

K.K., Yudahin, Kırgız Sözlüğü (K-Z), (Çev. Abdullah Taymas), TDK Yayınları, Cilt 2, 3. Baskı, Ankara, 1994, s. 638.