R.U.R. Rossum’un Evrensel Robotları. Karel Čapek. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: Karel Čapek
Издательство: Elips Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 978-625-6865-47-1
Скачать книгу
LİK DRAMA

      KİŞİLER

      HARRY DOMIN: Rossum’un Evrensel Robotları Merkezi Müdürü

      FABRY: R.U.R. Teknoloji Genel Müdürü

      DR. GALL: R.U.R. Fizyoloji ve Araştırma Enstitüsü Başkanı

      DR. HALLEMEIER: Robot Psikolojisi ve Eğitimi Enstitüsü Başkanı

      KONSOLOS BUSMAN: R.U.R. Ticaret Genel Müdürü

      MÜTEAHHIT ALQUIST: R.U.R. İnşaat Şefi

      HELENA GLORY: Hümanizm Birliği Başkanı, Başkan Glory’nin Kızı

      NANA: Helena’nın dadısı

      MARIUS: Robot

      SULLA: Robot

      RADIUS: Robot

      DAMON: Robot

      1. ROBOT

      2. ROBOT

      3. ROBOT

      PRIMUS: Robot

      HELENA: Robot

      UŞAK ROBOT

      ve diğer robotlar

      Domin; “Ön Oyun”da otuz sekiz yaşlarında, uzun boylu, tıraş olmuş.

      Fabry; o da tıraş olmuş, sarışın, yüz ifadesi ciddi ve yumuşak hatlı.

      Dr. Gall; ufak tefek, hareketli, esmer, siyah bıyıklı.

      Hallemeier; iri yarı, gürültücü, İngiliz bıyıklı ve kızıl, fırça gibi saçları var.

      Busman; şişman, kel, miyop bir Yahudi.

      Alquist; diğerlerinden yaşça büyük, özensiz giyinmiş, uzun, ara ara beyaz saçlı ve bıyıklı.

      Helena; çok şık.

      “Asıl Oyun”da herkes on yaş daha yaşlı.

      “Ön Oyun”da robotlar insanlar gibi giyinmiş. Hareketleri, konuşmaları kısa ve kesik, yüzleri ifadesiz. “Asıl Oyun”da bel kısmından kemerle sıkılmış keten gömlekler giyiyorlar ve göğüslerinde pirinçten isimlikleri var.

      Ön Oyun ve İkinci Perde’den Sonra Ara

      ÖN OYUN

      Rossum’un Evrensel Robotları fabrikasının merkez ofisi. Giriş sağ taraftan. Ön cephedeki pencereden fabrika binalarının sonsuz dizilişleri görülmektedir. Solda, diğer müdürlük daireleri.

      Domin, büyük dizilişleri Amerikan yazı masasında, döner koltukta oturmakta. Masada lamba, telefon, ağırlıklar, mektup, klasörler; soldaki duvarda demir yolu ve deniz yolu hatları, büyük haritalar, büyük takvim, öğleden az önceyi gösteren saatler… Sağdaki duvarda çivilenmiş “En Ucuz Iş: Rossum’un Robotları’’, “Tropik Robotlar, Yeni Buluş. Tanesi 150 d.”, “Herkes Kendine Ait Olacak Bir Robot Alsın!”, “Ürünlerinizi Ucuza mı Mal Etmek Istiyorsunuz? Rossum’un Robotlarını Sipariş Edin.” yazılı posterler. Bunun dışında başka haritalar, deniz trafiği kuralları, telgraf kayıtları tablosu vs. Duvardaki süslemelere uygun olarak yerde görkemli Türk halısı, sağda yuvarlak masa, kanepe, deri kulüp koltukları ve içerisinde kitap yerine şarap ve alkollü içkilerin bulunduğu bir kitaplık. Solda kasa var. Domin’in masasının yanında, Sulla’nın yazı yazdığı daktilo durmakta.

      DOMIN: (Dikte ediyor.) “ ‘Nakil sırasında hasar gören mallardan sorumlu değiliz. Daha yükleme esnasında geminin robot nakli için uygun olmadığına dair kaptanınızı uyardık; yani yükün tahribatı bizden sorulamaz. İmza: Rossum’un Evrensel Robotları.’ Bitti mi?”

      SULLA: “Evet.”

      DOMIN: “Yeni sayfa. ‘Friedrichswerke, Hamburg. Tarih … On beş bin robotluk siparişinizi onaylıyoruz’ (Ev telefonu çalar. Domin telefonu açar ve konuşur.) “Alo! Burası merkez, evet. Tabii ki. Evet, her zamanki gibi. Tabii ki onlara telgraf çekin. Pekâlâ…” (Telefonu kapatır.) “Nerede kaldım?”

      SULLA: “ ‘On beş bin robotluk siparişinizi onaylıyoruz.’

      DOMIN: (düşünceli) “On beş bin robot… On beş bin robot…”

      MARIUS: (girer) “Müdür Bey bir bayan sizinle görüşmek istiyor.”

      DOMIN: “Kim?”

      MARIUS: “Bilmiyorum.” (Kartviziti uzatır.)

      DOMIN: (okur) “Başkan Glory. Buyursun.”

      MARIUS: (Kapıyı açar.): “Buyurun bayan.”

      (Helena Glory girer, Marius çıkar.)

      DOMIN: (Ayağa kalkar.) “Buyurun.”

      HELENA: “Merkez Müdürü Bay Domin?”

      DOMIN: “Evet.”

      HELENA: “Ben size…”

      DOMIN: “Başkan Glory’nin kartvizitiyle geldiniz. Bu yeterli.”

      HELENA: “Başkan Glory babamdır. Ben Helena Glory.”

      DOMIN: “Küçük Hanım Glory, bizim için büyük onur ki…”

      HELENA: “Ki sizi kapı dışarı edemiyoruz.”

      DOMIN: “Büyük başkanın kızını selamlayabiliyoruz. Lütfen oturun. Sulla, gidebilirsin.”

      (Sulla çıkar.)

      DOMIN: (oturur) “Size nasıl yardımcı olabilirim Küçük Hanım Glory?”

      HELENA: “Ben şey için geldim…”

      DOMIN: “İnsan imalatımızı görmeye geldiniz. Tüm ziyaretçiler gibi. Buyurunuz, tabii ki…”

      HELENA: “Yasak olduğunu sanıyordum.”

      DOMIN: “Fabrikaya girmek tabii ki yasak ancak herkes birilerinin kartvizitiyle gelir Küçük Hanım Glory.”

      HELENA: “Ve siz de onları herkese gösteriyor musunuz?”

      DOMIN: “Sadece bazı şeyleri. Yapay insanların üretimi fabrika sırrıdır.”

      HELENA: “Bir bilseniz bu ne kadar…”

      DOMIN: “Çok ilginizi çekiyor. Eski Avrupa başka bir şeyden bahsetmiyor.”

      HELENA: “Neden sözümü bitirmeme izin vermiyorsunuz?”

      DOMIN: “Af dilerim. Başka bir şey mi söyleyecektiniz?”

      HELENA: “Sadece sormak istiyordum.”

      DOMIN: “Size fabrikamızı gösterebilirim. Buyurun Hüçük Hanım Glory.”

      HELENA: “Bunu sormak istediğimi nereden bildiniz?”

      DOMIN: “Herkes aynı şeyi soruyor.” (Ayağa kalkar.) “Özel saygımdan dolayı küçük hanım, size diğerlerine gösterdiğimden fazlasını göstereceğim ve tek kelimeyle…”

      HELENA: “Size teşekkür ederim.”

      DOMIN: “Kimseye en ufak bir şeyden söz etmeyeceğinize dair söz vermelisiniz.”

      HELENA: (Kalkar ve elini uzatır.) “Şeref sözü!”

      DOMIN: “Teşekkür ederim. Yüzünüzdeki tülü kaldırmak istemez misiniz?”

      HELENA: “Ah tabii ki görmek istiyorsunuz. Affedersiniz.”

      DOMIN: “Efendim?”

      HELENA: “Elimi bırakırsanız…”

      DOMIN: (bırakır) “Sizden af diliyorum.”

      HELENA: (Yüzündeki tülü kaldırır.) “Ajan olup olmadığımı görmek istiyorsunuz. Ne kadar dikkatlisiniz.”

      DOMIN: (heyecanlı bir şekilde onu izlemekte) “Hmm, tabii biz öyleyiz.”

      HELENA: “Bana güvenmiyor musunuz?”

      DOMIN: “Fazlasıyla güveniyorum küçük hanım, pardon Küçük Hanım Glory. Gerçekten çok memnun oldum. Gemi seyahatiniz iyi geçti mi?”

      HELENA: “Evet. Neden sordunuz?”

      DOMIN: “Çünkü, yani demek istiyorum ki daha çok gençsiniz.”

      HELENA: “Fabrikaya hemen gider