Letoon antik kentinden çıkarılan üç dilde (Likçe-Yunanca-Aramice) Büyük Dikme Taş
Yazarın Notu
Tarih ve coğrafya bilmenin öneminin bu ülkede yeterince kavranamadığını düşünmekteyim. Nitekim yıllarca ülkemizi gezdirdiğim memleketimizin insanlarında maalesef bu konuda büyük eksiklik olduğunu yakinen gözlemlemiş oldum. Tarih kitaplarında okuduğumuz uygarlıkların, medeniyetlerin yaşadığı ya da tarihi olayların gerçekleştiği yerlere gittiğimizde ya da sadece coğrafya derslerinde adını duyduğumuz dağlar, ovalar, akarsular ve kentleri bizzat çıplak gözümüzle gördüğümüzde bizde uyandırdığı hisler çok başka oluyor. Fakat aynı zamanda üzerinde yaşadığımız toprakları ne kadar az tanıdığımızı ve aslında hakkında ne kadar az şey bildiğimizi de bize acı şekilde hissettiriyor.
Kitap yazmak zordur, tarih kitabı yazmak daha da zordur fakat en zoru Anadolu tarihi hakkında bir kitap yazmaktır. Çünkü Anadolu tarihi hakkında yazmak demek, insanlığın bilinen tarihinden başlayarak bugüne kadar var olmuş hemen hemen her medeniyet hakkında bilgi sahibi olmayı; arkeoloji, sanat tarihi ve dinler tarihi vb. alanlar hakkında çok şey bilmeyi gerektirir. Bu meşakkatli bilgi edinme sürecinin yanında doğru bilgiler verebilmek adına yazılı yüzlerce eseri ve araştırma yayınlarını okumanız ve notlar almanız gerekmektedir. Yaklaşık altı yıldır üzerinde çalıştığım bu kitap için tüm bu okuma ve araştırmaların yanı sıra Anadolu’yu karış karış defalarca gezerek yerinde incelemeler yapmış, notlar almış, ayrıca fotoğraflamış bulunmaktayım. Ayrıca yurtdışında bulunan Anadolu’dan götürülmüş eserlerin sergilendiği çeşitli ülkelerin müzelerini gezerek inceledim.
Tüm bu yoğun çalışmanın tek bir motivasyon kaynağı vardı o da ülkeme olan derin sevgi ve bağlılığım. Arzum şu ki bu kitap mümkün olduğu kadar çok kişiye ulaşsın ve tüm hemşerilerim yaşadıkları toprakların bugünün dünya uygarlık mirasına büyük katkılarını öğrenerek ne denli değerli bir ülkede yaşadığımızı keşfedebilsinler.
Sultanahmet’teki taşın ikizi Mısır-Luxor, Karnak Tapınağı
GİRİŞ
Avcı-toplayıcı toplum dan günümüz modern dünyasına kadar insanlığın değişim ve gelişim sürecine büyük etki eden bazı özel yerleşim alanları olmuştur. Modern dünyaya miras kalan pek çok icat, keşif ve yeniliğin ilki, bugünün Türkiye’sinde yani Anadolu topraklarında kurulmuş irili ufaklı medeniyetlerde ortaya çıkmıştır.
İnsanlık tarihi nasıl bir gelişim gösterdi ve Anadolu coğrafyası buna hangi katkıları sağladı? Neden günümüz modern dünyasının Türkiye’ye büyük bir vefa borcu var? Bu soruların cevaplarını ancak burada yaşamış önemli kişilerin hayatlarını ve eserlerini öğrenerek ve bu topraklar üzerinde kurulmuş kültür medeniyetlerinin izlerini sürerek bulabiliriz. Fakat bu kadim toprakların kültürel zenginliği arasında, yazılmış binlerce esere boğulmadan ve onları inceleyerek dimağımızın süzgecinden geçirmeden Anadolu’nun kutsal sırlarına erişmemiz mümkün değildir. Bu kitap; kadim Anadolu tarihini keşfetme serüvenine çıkmak isteyenlerin, bilgi karmaşasına boğulmadan, doyurucu üstelik keyifle anlaşılabilir bilgiler edinmelerini sağlamak amacıyla yazılmıştır.
Binlerce yıl önce insanların yaşam biçimlerindeki değişimler, ilk insan toplulukları, ilk büyük yerleşim yerleri ve çiftçiler, antik dünyada kentlerin kuruluşu, ilk tarım faaliyetleri, ilk inşa edilen tapınaklar ve dinlerin ortaya çıkışı, mitler ve efsanelerin doğuşu, ilk edebi yazarlar ve tarihçiler, ilk mega yapılar ve dünya harikaları, toplum hayatına ve teolojiye etki eden kanun yapıcı filozoflar, doğa bilginlerinin coğrafi, biyolojik ve astrolojik keşifleri, ilk büyük kütüphaneler, anatomi ve sağlık alanlarındaki keşifler, ilk eğitim kurumları ve burada yetişen bilginler, antik dünyada kurulan büyük kütüphaneler, tarihin akışını değiştiren savaşlar, antlaşmalar ve göçler… Anadolu toprakları tüm bunlara tanıklık etmiş ve ev sahipliği yapmış olmasından ötürü belki de dünya tarihinde en çok araştırma ve incelemeye değer bulunan yerdir.
Anadolu kültür mirasının, evrensel sürece etki eden ilklerini konu edindiğim bu kitap, arkeolojik bulgular ve yazılı eserler referans alınarak hazırlanmıştır. Sadece tarihi değil, coğrafi, edebi, felsefi, astronomik, matematiksel, folklorik ve teolojik birçok içeriği bir arada sunmaktadır. Dolayısıyla bu kitap günümüz çağdaş uygarlığını biçimlendiren, insanlığın yaşam ve düşünce tarihi ile beraber inanç ve bilim dünyasına etki etmiş olayları da kapsamaktadır.
Tüm bu bulguların ışığında bu kitap sonuçta üç bölümde toplandı. Birinci bölümde Anadolu’da yaşamış ve dünya tarihinde ilkleri gerçekleştirmiş kişilerden bahsedilmiştir. Bunların arasında dünyanın ilk edebi yazarı, coğrafyacısı, tarihçisi, anatomi bilgini, didaktik şairi, şehir plancısı, botanik bilimcisi, gökbilimcisi, fabl yazarı gibi önemli kişiler ve Hıristiyanlık tarihinin ikinci kurucusu olarak kabul edilen Aziz Pavlus ve onun gezileri bulunmaktadır. Ayrıca yine bu bölümde bugün hâlâ eserleri ve hayatları okutulmakta olan dünyaca ünlü Anadolulu filozoflar, doğa bilginleri, hekimleri, astronom, geometri ve matematikçilerinin hayatları ile onların çalışmalarının yanı sıra Amazon kadınları, Noel Baba, paranın mucidi Lidya Kralı Karun, Frigya Kralı Midas gibi mitlere ve efsanelere konu olmuş, haklarında çeşitli ülkelerde filmler ve operalar yapılmış gerçek kişilerin yaşamları aktarılmaktadır.
İkinci bölümde bugünün uygarlık, kültür, medeniyet ve dinler tarihine büyük etki etmiş olayların yaşandığı Anadolu topraklarında yer alan mekânlara yer verilmiştir. Bunlar arasında antik dünyanın yedi harikasından Anadolu’da bulunan ikisi, Efes Artemis Tapınağı ile Halikarnas Mozolesi, ilk megapol kent Çatalhöyük, dünyanın ilk tapınağı Göbeklitepe, ilk ticaret merkezi, ilk borsa binası, ilk üniversitesi, tıp dünyasına büyük katkılar sunan ilklerin çıkış noktası olan ve parşömenin icat edildiği Bergama, dünyanın ilk ve en özgün demokrasi örneği olmanın yanında ilk birleşmiş milletler örneği olarak kabul edilen Likya Birliği ve Hıristiyanlık tarihi açısından büyük önem arz eden iki kutsal mekân, ilk yedi kilise, yedi ekümenik konsil ile bunların Hıristiyanlık teolojisi açısından etki ve sonuçları, ayrıca tüm semavi dinlerde kabul gören İbrahim Peygamber ile Nuh Tufanı yer almaktadır.
Üçüncü ve son bölümde ise tarihe damga vurmuş olaylar ve bu olayların etkileri aktarılmıştır. Bu bölümün ilk konusu tarihteki ilk uluslararası yazılı antlaşma olarak kabul edilen Kadeş Antlaşması çevresinde Anadolu’da kurulmuş ve etkileri günümüze kadar devam etmekte olan Hititler. Homeros’un İlyada destanında anlattığı, Doğu ile Batı’nın ilk büyük savaşı olarak kabul edilen, Bronz Çağı’nda geçtiği kabul gören, etkileri Birinci Dünya Savaşı’nda dahi görülmüş, mitlere ve efsanelere konu olmuş ve içinden çıkmış birçok deyimi günümüz literatürüne kazandırmış olan Truva Savaşı ve Troia Antik Kenti bu bölümde ele alınan bir diğer konu. Günümüz modern hukukunun temellerinin atıldığı Roma Hukuku’nun, “Bütün yollar Roma’ya çıkar,” ve ünlü Roma İmparatoru Sezar’ın “Veni Vidi Vici” deyişlerinin doğuş öyküleri de bu bölümün konuları arasındadır.
Kitabı yazarken dikkat ettiğim ilk husus, her kesimden okuyucunun sıkılmadan ve teorik bilgilere boğulmadan akıcı ve anlaşılır bir şekilde keyifle okumasını sağlamaktı. Ayrıca tarihe meraklı olmasa dahi bugünün Türkiye’sinde yaşayan herkesin, üzerinde yaşadıkları topraklar hakkında bu çarpıcı ve önemli bilgileri edinmesini sağlamaktı. Bu sebeple hem genel kültür edinmek hem de entelektüel birikimlerini geliştirmek isteyenlerin zevkle okumalarını sağlayacak bir eser yazmaya gayret ettim. Ayrıca eseri yazarken tarafsız olmak, doğru ve tam açıklayıcı bilgiler vermek adına aynı konuya ait birçok kaynağa başvurarak, bunları süzgeçten geçirerek, zengin bir içerik sunmaya gayret ettim. Kitapta konuları aktarırken dikkat ettiğim bir başka husus ise, herhangi bir konuyu aktarırken o konudan sapmamak ve okuyucunun aklını bulandırmadan giriş gelişme sonuç ilişkisine dayalı, kısa fakat etkileyici ve doyurucu bir şekilde yazmak oldu. Dolayısıyla bu kitap birçok araştırma inceleme ve tarih kitaplarından farklı olarak, tarihe meraklı olmasa dahi her kesimden okuyucuya hitap etmektedir.
Eserin bir diğer özelliği ise; tarihçiler, sanat tarihçileri,