I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Kafkas ve Suriye cephelerinde savaştı. 1918’de ferikliğe yükseldi. Mustafa Kemal’in rahatsızlığı nedeniyle 1915’te Fevzi Paşa 5. Kolordu Komutanlığı kendisinde kalmak üzere, ek görev olarak Anafartalar Grubu Komutan Vekilliğine getirildi. Birinci dönem TBMM’ye Kozan milletvekili olarak katıldı. 26 Mayıs 1920’de İstanbul Hükümeti tarafından ulusal hareketin önderlerinden biri olarak rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının geri alınmasına ve idamına karar verildi.
1921’de İsmet Paşa’nın (İnönü) yerine TBMM tarafından Genelkurmay Başkanlığı görevine getirildi. 3 Ağustos 1921’de Başvekillik, Milli Müdafaa Vekilliği ve Erkan-ı Harbiye Reisliği görevlerini hep birlikte yürütmeye başladı ve Sakarya Savaşı sırasında TBMM Reisi ve Başkomutan Mustafa Kemal ile birlikte bizzat cephede harekâtı yönetti. Zaferle sonuçlanan Başkomutanlık Meydan Savaşı’nın (30 Ağustos 1922) ardından 31 Ağustos’ta rütbesi Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın tavsiyesi üzerine TBMM tarafından Müşirliğe (Mareşal) terfi ettirildi. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekilliğinin kaldırılmasıyla, Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliğine atanan Mareşal Fevzi Çakmak, 30 Ekim 1924’e kadar TBMM’de İstanbul Milletvekilliği görevine devam etti. Mustafa Kemal Paşa’nın askerlik yapanların siyasete karışmamaları gerektiğine dair talimatından sonra, 31 Ekim 1924’te askerlik görevini, siyasete tercih ederek İstanbul Milletvekilliğinden istifa etti. Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reisliği görevini 23 yıl yaptıktan sonra 12 Ocak 1944’de 68 yaşında Askerî ve Mülkî Tekaüt Yasası’na göre yaş haddinden dolayı emekliye ayrıldı.
1946 seçimlerinde Demokrat Parti listesinden bağımsız aday olarak TBMM’de VIII. Dönem İstanbul milletvekili seçildi. 5 Ağustos 1946’da milletvekili seçilerek 22 sene sonra tekrar Meclis’e katılan Fevzi Paşa, Demokrat Parti Genel Başkanı Celal Bayar’ın, dönemin Cumhurbaşkanı’nın demokratik seçimlere izin vermesi için, söylediği “Devr-i Sabık yaratmayacağız” (yani iktidara geldikten sonra yapılan yanlışların ve yolsuzlukların hesabını sormayacağız) sözünden sonra partisinden istifa ederek, 19 Temmuz 1948’de Osman Bölükbaşı ile birlikte Millet Partisi’nin kurucu üyeleri arasında yer aldı. 10 Nisan 1950 tarihinde vefat etti. Cenazesi 12 Nisan 1950’de Eyüp Sultan Camiinden kaldırılırken, cenaze namazında yüz binlerce vatandaş bulundu. Cenazesi İstanbul’daki Eyüp Sultan Mezarlığı’nda Küçük Hüseyin Efendi dergâhı türbesine defnedildi.
22
ENVER PAŞA
(İSMAİL ENVER)
Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında önemli bir yeri olan asker ve siyaset adamı Enver Paşa, İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin kurucuları arasında yer almıştır. 1913’te Babıali Baskını adı verilen askeri darbeyle cemiyetin iktidara gelmesini sağlamıştır.
1881’de İstanbul’da dünyaya geldi. Babasının görevleri nedeniyle çocukluğu farklı şehirlerde geçti. Harp okulunu 1899’da piyade teğmeni olarak bitirdikten sonra, 1902’te kurmay yüzbaşı olarak Harp Akademisi’nden derece alarak mezun oldu. Selânik’teki Üçüncü Ordu’nun emrine girdi. Manastır ve Üsküp’te çeşitli askeri görevlerde bulunduktan sonra 1904’te kolağası, 1905’te kurmay, 1906’da binbaşı oldu. Ekim 1907’de Manastır civarında eşkıya takibi ile görevlendirildi. 1908 yılına kadar devam ettiği bu görev sırasında Bulgar çetelerine karşı verdiği mücadeleler, onda milliyetçilik fikrinin gelişmesinde rol oynadı. Merkezi Paris’te bulunan Jön Türk Hareketi’nin Selanik’teki bir kolu olan Osmanlı Hürriyet Cemiyeti’ne (sonraki adıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti) katıldı. İttihat ve Terakki’nin başlattığı ihtilal hareketleri içinde yer alan Enver Bey, Selanik Merkez Kumandanı Kurmay Albay Nâzım Bey’in öldürülmesinden sorumlu tutuldu ve Divan-ı Harb’e sevk edildi. Ancak İstanbul’a gitmek yerine kendine bağlı birliklerle Makedonya’da dağa çıktı. Bu hareket II. Meşrutiyet’in ilan edilmesinde önemli rol oynadı. Dağa çıkan subaylar arasında en kıdemlisi olduğu ve önemli faaliyetler gerçekleştirdiği için Enver Bey, bir anda “hürriyet kahramanı” olarak kabul edildi. Meşrutiyetin ilanından sonra Makedonya Genel Müfettişliği ve Berlin Askeri Ataşeliği gibi görevlerde bulundu.
İstanbul’da 31 Mart Olayı’nın patlak vermesi üzerine geçici olarak yurda döndü. İsyanı bastırmak üzere Selanik’ten İstanbul’a giden ve komutanlığını Mahmut Şevket Paşa’nın üstlendiği Hareket Ordusu’na katıldı; hareketin kurmay başkanlığını Kolağası Mustafa Kemal Bey’den devraldı. İtalyanlara karşı bir gerilla savaşı yürütülmesi fikrini İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelerine kabul ettirdikten sonra Kolağası Mustafa Kemal Bey ve Paris Ataşemiliteri Binbaşı Fethi (Okyar) Bey ile bölgeye giden Enver Bey, Bingazi ve Derne’deki kuvvetlerin başına geçti. İtalyan kuvvetlerine karşı verdiği başarılı mücadele nedeniyle 1912’de yarbaylığa yükseldi. I. Balkan Savaşı yenilgi ile sonuçlanmıştı. İttihatçıların kendi aralarında yaptığı ve Enver Bey’in de katıldığı toplantıdan zor kullanarak hükümeti devirme kararı çıktı. 23 Ocak 1913 günü Enver Bey’in öncü rolü oynadığı Babıali Baskını gerçekleşti. Böylece İttihat ve Terakki Cemiyeti askeri darbe ile iktidarı ele geçirmiş oldu. 1877-1878’deki 93 Harbi sırasında da yerli Ermenilerin Osmanlı’ya karşı yayılmacı Rus ordularının yanında çarpıştığını ve de cephe gerisinde isyanlar çıkarttığını bilen Enver Paşa, Dahiliye Nâzırı Talat Paşa ile birlikte Ermeni Tehciri diye anılacak kararı alarak, Doğu Anadolu’daki Ermenilerin Suriye Vilayetine nakledilmelerine karar verdi. Tehcir Kanunu diye bilinen yasa 27 Mayıs 1915 tarihinde kabul edildi. 1920’de Moskova’ya gitmeyi başardı ve görüşmeler yaptı. 1921’de Talat Paşa’nın öldürülmesinden sonra İttihat ve Terakki’nin başlıca önderi durumuna geldi. Aynı yıl Batum’da bir İttihat ve Terakki Kongresi gerçekleştirdi. 30 Temmuzda Ankara’ya Yunan saldırısı başlayınca bir kurtarıcı gibi Anadolu’ya girmeyi umut eden Enver Paşa’nın bu umudu Eylül ayında kazanılan Sakarya Zaferi ile boşa çıktı.
1921 yılının Ekim ayında Orta Asya Müslümanlarını sömürgeci İngilizlere karşı birleştirme ve bir Turan devleti kurma niyetiyle Batum’dan Buhara’ya gitti. 4 Ağustos 1922’de Kurban Bayramı sırasında Tacikistan’da, Belçivan yakınlarında Bolşevik Ruslara karşı yapılan bir çarpışmada üzerine düşen havan topuyla öldü ve Çeğen köyüne gömüldü. Tacikistan’daki naaşı 1996 yılında Türkiye’ye getirildi ve ölüm yıldönümü olan 4 Ağustos 1996’da Şişli’deki Abide-i Hürriyet Tepesi’ne defnedildi. Törene dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, bakanlar ve Enver Paşa’nın torunları katıldılar.
23
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı olan mareşal ve devlet adamıdır. 1919 yılında başlattığı Ulusal Kurtuluş Mücadelesi’nin önderliğini yapmış, modern Türkiye’yi oluşturan devrim ve reformları gerçekleştirmiştir. Batı ülkelerinin hukuk sistemlerini inceleyerek, modern hukuk kavramını Türkiye’ye kazandırmıştır. Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu ve ilk genel başkanı olan Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı ve Türk ordularında subay olarak görev yapmış, 1921 yılında “Gazi”