Bu uzun yolculukta Kaptan Fitzroy’un, Darwin’e saygı duymaya başladığı, yazdığı uzun paragraflarda ve diğer birçok kaynakta görülebilir. Kaptan, üç farklı coğrafi noktaya Darwin’in adını vererek ona olan saygısını belirtmiştir: Tierra del Fuego’daki Darwin Tepesi, Darwin Boğazı ve Kuzey Avustralya’daki Darwin Limanı. Böylece doğabilimcinin hayatı boyunca bitmez tükenmez bir merakla ve şevkle yerlilerini incelediği iki kara parçasını (üstelik bu yerliler, sadece tarihi aydınlatmaya bir katkı sağlamakla kalmamış aynı zamanda insanlığın Darwin’in zihninde yer etmesine ve yeni bir dünya düşüncesinin ortaya çıkmasına yol açmıştır), gelecek nesiller için onun adıyla ilişkili hale getirmiş oldu. Fitzroy, Royal Geographical Society (Kraliyet Coğrafya Topluluğu) tarafından ona bahşedilen madalyayı alırken yaptığı konuşmada, dostu Darwin’den övgüyle söz etmiştir. Ayrıca çalışmalarının birinde Darwin’den, bilim uğruna gayretle çalışan bir gönüllü olarak bahsetmiş, doğabilimcinin bu gayretinin, deniz tutulmasına boyun eğmeden sonuna kadar direnmesinde gözlemlenebileceğini söylemiştir. Değerli koleksiyonlarını kamuyla paylaşması, onun bilime olan ilgisini ve bilimi topluma kazandırma uğraşını gözler önüne serer.
Journal’ın sonuç sayfaları hem anlamlı hem de öğreticidir. Her sayfada enteresan görüşlere rastlamak ve henüz çözülmemiş merak uyandıran sorunlarla karşılaşmak mümkündür. Gelecekte İnsanın Türeyişi51 kitabını yazacak olan yazarın, barbarları ve medeni insanları mukayese etmesi ve onlardan bu kadar etkilenmesi gelecekte yapılacak araştırmalar adına önemli değil midir? Darwin, bu konuyla ilgili şöyle yazar: “En saf, en vahşi haliyle gerçek bir yerli barbar arayışındayken, onunla ilk defa karşı karşıya gelindiğinde oluşan şaşkınlığı, muhtemelen başka hiç kimsenin yaratamayacağı söylenebilir. Bu sırada yüzlerce yıl öncesine doğru uzanır düşüncelerimiz ve ‘Atalarımız da acaba böyle mi görünüyorlardı?’ diye sorarız. Jestleri, mimikleri ve ilkel kol hareketleri evcil hayvanlardan bile daha anlaşılmaz olan bu insanlar, ne hayvanların içgüdülerine ne de mantıklı düşünebilme yetisine (ya da neden sonuç ilişkisini kurabilme yetisine) sahipler. Bir vahşi ile medeni insan arasındaki farkın resmini çizmenin veya kelimelerle açıklayabilmenin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Bu fark, vahşi bir hayvan ile evcil bir hayvan arasındaki farktır. Bir vahşiyi gözlemleme isteği; çölde dolaşan bir aslanı, ormanda avını parçalayan bir kaplanı, geniş ovada gezinen bir gergedanı veya Afrika nehirlerinden birinin kenarında çamurda yuvarlanan bir hipopotamı gözlemleme isteğiyle bir nevi aynıdır.”
Maceralarla geçen bu yolculuğun kayıtları üzerinde uzun uzadıya durmamızın sebebi, sadece bu seyahatin Darwin’in hayatının önemli bir kısmında yer etmesi değil, aynı zamanda onu hayatının çalışması olan evrimle ilgili sorunları incelemeye iten görüşlerinin ve fikirlerinin oluşmasına kaynaklık etmesidir. Bir ön hazırlık olmaksızın yalnızca olayların, onun uçuşa geçmeye hazır olan zihnini nasıl tetiklediği bir yere kadar gösterilmiş oldu. Ayrıca Darwin’in doğaya olan ilgisinin çok amaçlı olduğunu ve kavrama kabiliyetinin yanında ne kadar anlayışlı bir kalbe sahip olduğunu da gördük. Şimdi ise ham bir teoriyi vaktinden önce yayımlayarak yenilgiye uğrama ve bilimi ileriden ziyade geri götürme tehlikesine karşı bir yirmi yıl daha çalışmasıyla ne kadar sabırlı biri olduğunu göreceğiz. Sabırla süren bu uzun uğraşı, dehasının zaferi olacaktır.
Üçüncü Bölüm
Darwin eve döndüğü gibi hiç zaman kaybetmeden bilim alanında önde gelen isimlerle irtibat kurdu, seyahatinde elde ettiği çok değerli bilgiler sayesinde kendini çok avantajlı bir konumda buldu. 20 Kasım 1836 tarihinde Geological Society’ye (Londra Jeoloji Topluluğu) üye seçildi ve yazdığı ilk çalışmalarından birinin taslağını yıl sonuna doğru Lyell’a gönderdi. Lyell, 26 Aralık 1836 tarihinde ona şöyle yazmıştır: “Çalışmanızı büyük bir keyifle okudum. (…) Ne kadar müthiş bir konuyu ele almışsınız.” Genç adama, resmi herhangi bir bilimsel görev gelirse kabul etmemesini, kendi çalışma alanına odaklanmasını öğütlemişti. Ne var ki Darwin’in aklı çelinmişti, akabinde şubat ayında Geological Society’nin bir üyesi olmayı kabul etti ve Şubat 1838’deyse yazmanlık görevini üstlendi. Üç yıl boyunca vazifesini başarıyla yerine getirdi. 1837 yılında Lyell, Society üyelerine yaptığı başkanlık konuşmasında genç gezginin görüşlerinden ayrıntıyla bahsetmişti.
Конец ознакомительного фрагмента.
Текст предоставлен ООО «Литрес».
Прочитайте эту книгу целиком, купив полную легальную версию на Литрес.
Безопасно оплатить книгу можно банковской картой Visa, MasterCard, Maestro, со счета мобильного телефона, с платежного терминала, в салоне МТС или Связной, через PayPal, WebMoney, Яндекс.Деньги, QIWI Кошелек, бонусными картами или другим удобным Вам способом.