Kelt Mitolojisi. John Arnott MacCulloch. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: John Arnott MacCulloch
Издательство: Maya Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 9786258361247
Скачать книгу
ohn Arnott MacCulloch

      Kelt Mitolojisi – İlahi Güçler, Diyarlar ve Kahramanlar

      Birinci Bölüm

      Tanrıların Mücadelesi

      İrlanda’ya gelen insan grupları hakkında, kimisi tamamen yok olmak kimisi sömürgecilik üzerine olan tarihi anlatılar birbirini takip eder. Bu, bilim dışı tarihçinin kendi zamanında yaşayan veya geleneğin bahsettiği farklı ırkları açıklama girişimini temsil eder. O da İncil hikâyesini göz önünde bulundurarak yazmıştır ve peygamberlerin soyundan gelenleri İrlanda halkıyla ilişkilendirmiştir. Nuh’un soyundan üç farklı grup art arda dalgalar halinde geldi. Bu üç gruptan, Nuh’un torunu Cessair tarafından yönetilen ilki yok olmuş, yalnızca Cessair’in kocası kalmıştır. Sonra Ham’ın soyundan Fomorlar gelmiştir ve nihayet yine Nuh’un soyundan olan Nemedler gelmiştir. Bir geleneğe göre onlar da Cessair’in halkı ve Nuh ile bağlantısı olmayan kabileler gibi yok oldular ve geride yalnızca bir kişi kaldı. Ancak başka bir efsane, İspanya’ya geri döndüklerini anlatır. Tarihi hikâyelerde sıklıkla rastlanan İspanya ile İrlanda arasında yakın bir bağlantı olduğu kabul edilir. Bu, tarih öncesi günlerde iki ülke arasındaki ticaret yolunun eseri olabilir. Bununla ilgili bazı arkeolojik veriler mevcuttur. İlk Kelt sömürgeciler, İrlanda’ya Galya ve İngiltere’den ziyade muhtemelen doğrudan İspanya üzerinden ulaştı. Yine başka bir gelenek, hayatta kalan Nemedlere dünyayı gezdirir; onların soyundan gelenlerin bir kısmı Britanyalı olurken, diğerleri yeni bir sömürgeci grup olarak İrlanda’ya geri döner (Firbolglar, Fir-Domnann ve Galioin). Onların soyundan büyü yapmayı öğrenmiş üçüncü bir grup İrlanda’ya gelmiştir: Tuatha Dé Danann. Son olarak, İrlandalıların ataları olan Miletliler geldi ve Tuatha Dé Danann’ı yendi.

      Anlatıların çok azı gerçek tarih olsa da ne kadarının uydurma ve ne kadarının geçmişten gelen efsanevi geleneklere dayandığı belirsizdir. Kesin olan şudur ki tarihçiler, kısmen mitlerin gerçek olaylar üzerine kurulmasının sonucu olarak kısmen yanlış anlama yoluyla, tanrı gruplarını kabileler veya insan ırklarıyla karıştırıp onları bir anlamda insan olarak gördüler. Bu gelenekler, daha önceki bir tek çatışma hikâyesinden genişletilmiş iki Mag-Tured savaşının hikâyesine giriş niteliğindedir. İrlanda’nın aynı adı taşıyan farklı yerinde (biri Mayo diğeri Sligo’da) yapılan iki muharebe arasında yirmi yedi yıl vardır. İlk savaş Firbolglara karşı, ikincisiyse Tuatha Dé Danann tarafından Fomorlara karşı verilmiştir.

      İrlanda’ya ulaşan Tuatha Dé Danann, Connaught’taki Mag-Rein’e yerleşti. Firbolglar, onlarla görüşmesi için büyük savaşçı Sreng’i gönderdi ve Tuatha Dé Danannlardan Elatha’nın oğlu Bres ona yaklaştı. İki savaşçı uzun uzun birbirlerine baktılar. Sonra karşılıklı olarak silahlarını takdir edip değiş tokuş ettiler; Bres, Firbolg’un ağır, geniş uçlu mızraklarını ve Sreng ise Bres’in hafif, keskin uçlu mızraklarını aldı. İşgalcilerin talebi İrlanda’nın yarısının teslim edilmesiydi, ancak Firbolglar bunu kabul etmeyecekti. Bu arada, ağır Firbolg mızraklarından korkan Tuatha Dé Danann, Mag-Tured’e çekildi. Badb, Morrigan ve Macha, Firbolglara karşı kurbağalar, ateş yağmurları ve kan selleri gönderdiler. Karşılıklı anlaşma için bir ateşkes düzenlendi. Her iki taraftan insanlar bir fırlatma müsabakasına bile katıldı. O zamanın taktikleri böyleydi! Her iki taraf da yaralılar için şifalı otların yerleştirildiği bir şifa kuyusu hazırladı. Tuatha Dé Danann’ın yenildiği ilk gün kuvvetleri Dagda yönetti. Ancak Ogma Midir, Bodb Dearg, Diancecht, Norveçli Aengaba, Badb, Macha, Morrigan ve Danann komutasında ikinci gün başarılı oldular. Üçüncü gün Dagda tekrar önderlik etti, “zira benim içimde mükemmel bir tanrınız var”; dördüncü gün badba, bledlochtana ve amaite aidgill (“öfkeliler”, “canavarlar”, “kıyamet cadıları”) bağırdılar ve sesleri kayalarda, şelalelerde ve yeryüzünün oyuklarında yankılandı. Sreng, Tuatha Dé Danann kralı Nuada’nın kolunu kesti. Bres, susuzluğa yenik düşüp İrlanda’da su arayan Eochaid tarafından öldürüldü ama Tuatha Dé Danann’ın büyücüleri tüm dereleri Eochaid’den sakladılar ve Eochaid öldürüldü. Sayıca üç yüz kişi kalan Firbolglar yine de savaşmaya hazırdı. Ancak Tuatha Dé Danann onlara barış ve Connaught eyaletini teklif edince bu teklif kabul edildi.

      Göreceğimiz üzere, Tuatha Dé Danann tanrı sınıfıydı ve Kelt olmayan Firbolglarla çekişmeleri muhtemelen, işgalci Keltler ile yerliler arasındaki bir savaş geleneğine dayanıyor. Bu arada Tuatha Dé Danann, Famorlarla ittifak yaptı. Balor’un kızı Ethne, Diancecht oğlu Cian ile evlendi. Nuada’nın kötürüm olması, onun kral olarak kalmasını engelledi, çünkü sakat biri hüküm süremezdi. Kadınlar, Fomor kralı Elatha’nın oğlu olduğu için, evlatlıkları Bres’in tahtı alması konusunda ısrar ettiler. Elatha’nın kız kardeşi Eri, Tuatha Dé Danann olarak kabul edildi; bu, belki de anneleri de onlardan olduğu için, kadın soyundan bir haleflik örneğidir. Bu durum, Bres’in kral olmasını açıklar, ancak bu soy kütükleri hiç şüphesiz tarih yazarlarının uydurmasıdır. Bres, Elatha ve Eri’nin oğluydu. Bu tür erkek ve kız kardeşler (veya üvey kız kardeşler) mitolojide yaygındır ve kraliyet hanelerinde bilinir (örneğin hanedanı saf tutmanın bir yolu olarak Mısır ve Peru’da). Bir gün Eri, gümüş bir teknenin yaklaştığını gördü. Altın bukleli asil bir savaşçı kıyıya çıktı. İşlemeli bir manto giyiyordu ve boynunda mücevherli altın bir broş ve beş altın gerdanlık vardı. Bronz saplı iki gümüşi sivri uçlu mızrak ve gümüş işlemeli altın kabzalı bir kılıç taşıyordu. Eri, onun görünüşünden o kadar etkilenmişti ki kolayca teslim oldu. Ayrılmak üzere ayağa kalktığında acı acı ağladı. Sonra savaşçı parmağından altın bir yüzük çıkardı ve ona, parmağına uyacak biri dışında bu yüzüğü kimseye vermemesini söyledi. Adı Elatha’ydı ve Eri, Eochaid Bres yani “Güzel” isminde bir oğlan doğuracaktı. Bres yedi yaşındayken on dört yaşında bir çocuk gibiydi.

      Bres cimriydi ve Tuatha Dé Danannlar arasında memnuniyetsizlik yarattı. “Bıçaklarını yağlamıyordu ve onu ne kadar sık ziyaret etseler de nefesleri bira kokmuyordu.” Evinde hiçbir şair, ozan ya da müzisyen ve yiğitliğini kanıtlamış hiçbir kahraman yoktu. Bir tek Ogma vardı. Ogma’nın bir yığın yakıt taşımak gibi bir görevi vardı. Deniz, bu yakıtın üçte ikisini alıp götürüyordu çünkü o, açlıktan dolayı çok zayıftı. Bres, tüm kahverengi tüysüz ineklerin sütünü talep etti ve bunların sayısının az olduğu ortaya çıkınca, tüysüz ve kahverengi olsunlar diye Münster soyunu bir ateşten geçirdi. Bu hikâye muhtemelen sığırların Beltane’de (Mayıs günü) yangınlardan geçme ayiniyle bağlantılıdır. Ancak hikâyenin başka bir yorumu, durumu Bres için daha tatsız bir hale getiriyor. Bres, İrlanda’daki her evden boynuzsuz bir boz ineğin ya da başka bir renk ineğin sütünden yüz erkeklik içki talep etti. Ama Lug ve Findgoll’un tavsiyesi üzerine Munster kralı Nechtan, inekleri eğreltiotu ateşinde yaktı ve onları bir keten tohumu lapasına bulaştırdı. Meme yerine koyu kahverengi kovaları olan üç yüz tahta inek yapıldı ve kovalar siyah bataklığa batırıldı. Bres onları incelediğinde bataklık süt gibi sıkılmıştı; ama sağılan her şeyi içmek için geis yani tabu altında olduğu için, bu kadar çok bataklığı yutmasının sonucu, İrlanda’yı bir tedavi aramak için dolaşırken yavaş bir ölüm oldu. Stokes, Bres’in karısının kısırlığını ortadan kaldırmak için tek renkli ineklerin sütüne ihtiyaç duyduğunu tahmin ediyor.

      Bres’in ölümü hakkında bir başka hikâye, şair Corpre’nin evine nasıl geldiğini anlatır. Evi dar, karanlık ve ateşsizdi ve misafire yemesi için sadece üç küçük yağsız kek verildi. Ertesi sabah, bir şairin küçümsemesiyle dolu bir hiciv söyledi:

      “Yiyecek bir tabak yemek olmadan,

      Bir buzağıyı büyüten inek sütü olmadan,

      Gecenin karanlığında bir ev olmadan,

      Bir hikâye anlatıcısı grubuna ödeme yapmadan,

      Bres’in durumu böyle olsun.”

      Bu, İrlanda’da yazılan ilk hicivdi; ancak daha sonraki inancın hicivle ilişkilendirdiği tüm etkiye sahipti ve Bres bunun üzerine tahttan indi. Egemenliğini teslim etti ve annesine giderek kökenini sordu. Annesi, yüzüğü onun parmağında deneyince yüzüğün uyduğunu gördü. Bres ve annesi, daha sonra Fomorların ülkesine gittiler. Burada babası yüzüğü tanıdı ve Bres’i krallığı terk ettiği için azarladı. Bres, yönetiminin adaletsizliğini kabul etti ancak babasının yardımını istedi. Bunun üzerine Elatha onu, Fomor savaş tanrısı Net’in torunu Balor’a ve Tuatha