Hawaii Mitleri. William D. Westervelt. Читать онлайн. Newlib. NEWLIB.NET

Автор: William D. Westervelt
Издательство: Maya Kitap
Серия:
Жанр произведения:
Год издания: 0
isbn: 9786057605559
Скачать книгу
p>William Drake Westervelt

      Hawaii Mitleri. Tanrıların ve Hayaletlerin Efsaneleri

      GİRİŞ

      Hawaii Adaları’na ait efsaneler, dünyanın herhangi bir ülkesine ait efsaneler kadar çeşitlidir. Aynı zamanda, İngiliz ve Alman çocukların ilgisini çeken peri masallarından biçim ve fikir bakımından farklıdırlar. Hawaii mitolojisi, tüm mitlerin üzerinde yükseldiği ilkeleri temel alır. Ada sakinleri, çok güzel doğa mitleri oluşturmuştur. Bazı olaylar gözlemlenmiş ve hikâye, hayal gücüyle birleşip insanların ilgisini çekebilecek bir hale getirilmiştir.

      Honolulu’nun arka kısımlarında yer alan bir vadi olan Manoa’nın Gökkuşağı Kızı, sürekli ölüp tekrar hayata dönen bir prensesin hikâyesidir. Bu hikâye, vadinin üst kısımlarında yer alan dağ yamaçlarında ortaya çıkan ve sis bulutları, vadinin açıldığı çayırlara ulaştığında yok olan bir dizi muhteşem gökkuşağı oluşumuna bir açıklama getirmek için yaratılmıştır. Bir başka örnek de sahip oldukları farklı renkler konusunda Güney Amerika kelebekleri ile yarışan Hawaii Adaları balıklarıdır. Hayal gücü gelişmiş insanlar bu balıkların nasıl boyanmış olabileceğini düşünmüşler. Böylece, hikâye için iki şef arasında geçen bir savaş kurgulamış veya gerçek bir savaşı temel almışlar. İki şeften biri denize düşüp derin suları daimi evi olarak benimseyene kadar şefler dağların yamaçlarında savaşırlar. Şeflerden biri denize düşünce kendine eşsiz ve güzel bir uğraş bulur. Farklı türlerdeki balıkları denizin altındaki evine çağırıp onları canının istediği renklere boyamaya başlar. Böylece, eski zamanlardaki Hawaiililerin kalplerinde yatan en güzel ve en yüce duygulardan türeyen saf bir doğa miti ortaya çıkmıştır.

      Bir başka hikâyede, Yunan mitolojisindeki Herkül’e benzer harikalar yaratan kahramanımız Maui, kuşların şarkı söylediğini duyar. Kuşlar ağaçtan ağaca konup parlak tüyleriyle hoş kokulu çiçeklerin arasına karışırken onları gözlemler.

      O zamanlarda yaşayan hiç kimse Maui’nin gördüklerini göremezmiş. Gizemli müziği duyabilirlermiş ama söyleyenler görünmezmiş. Duyulan ama görülemeyen bu tuhaf yaratıklara ilişkin kurulan hayaller epey fazladır. Maui en sonunda arkadaşlarına acıyarak kuşları görünür kılar. İnsanlık o zamandan beri ormandaki komşularının söylediği şarkıları hem duyabiliyor hem de güzelliklerini görebiliyor.

      Buna benzer doğa mitleri, herhangi bir Avrupa peri masalı kadar korunmaya değerdir. Fikirlerin saflığı, hayal gücünün canlılığı ve renklerin zarafetiyle Hawaii mitlerinin, hayal gücüyle canlandırılan doğa hikâyeleri arasında önemli bir yeri olmalıdır.

      Hawaii halk edebiyatının başka bir yanı da karşılaştırma yapmaya değerdir. “Dev Avcısı Jack” hikâyesini ve başka ülkelerin sisli topraklarında yaşayan diğer kahramanları sevenler, çok becerikli bir Hawaiili yarı tanrı olan, büyülü bir kancayla balığa gittiğinde okyanusun dibinden bir grup adayı çıkarıveren Maui’nin olağanüstü maceralarını okumaktan keyif alabilir. Bu hikâye, sanki normal seyrin çok az dışına çıkılmış bir seyahatmiş gibi gerçekçi bir şekilde anlatılmıştır. Maui, dağlarında volkanik alevler hiç sönmeyen bir diyarda yaşarmış. Buna rağmen gece esen soğuk rüzgârlar, evvelki günden kalan özenle korunmuş ateşi söndürdüğünde sıcak bir kor parçası bulabilmek için elli altmış kilometre yol yürümek biraz zahmetliymiş. Bu yüzden bazı zeki kuşların ateş yakabildiklerini görünce kuşların liderini yakalayıp ve belli başlı dalları ateş çıkana kadar birbirine sürtmelerine ilişkin sırrı açıklamaya zorlamış.

      Maui, kapanlar yapıp güneşi yakalamış. Sonra da gökyüzünde düzenli ve yavaş bir şekilde gezinmesi için ona büyü yapmış. Böylece günler insanların ihtiyaçlarına uygun şekilde düzenlenmiş.

      Maui, gökler bitkilerin üzerinde fazlasıyla durup yapraklarını düzleştirdikten sonra onları havaya kaldırmış.

      Nehrin birinde bir kaya çıkıntısı varmış. Bu nedenle Maui bir ağacı yerinden söküp çıkıntıyı içeri sokmuş, böylece hem su hem de insanlar için bir geçit açmış. İnsanların kullanabileceği birçok şey icat etmiş. Ama aynı zamanda arkadaşlarına yaptığı muzip şakalar nedeniyle dertsiz geçen bir günü olmamış.

      Periler ve cüceler, ormanda yaşarmış. Tapınak, duvar, kano gibi şeyler inşa edip uyarılarda bulunmak için geceleri ortaya çıkarlarmış. Kuşlar ve balıklar, onları koruyucu tanrısal varlıklar olarak sahiplenen ailelerin yetenekli ve zeki muhafızlarıymış. Parlak tüylü, tatlı dilli kuşlar her zaman şeflerin sadık yardımcılarıymış, ayrıca göz kulak oldukları kişilerle konuşabiliyorlarmış. Köpekbalığı ve diğer güçlü balıklar, onlara kurban adayanlar için güvenilir elçilermiş. Bağlılık duyduklarını genellikle bir adadan diğerine taşır, onları birçok tehlikeden korurlarmış.

      Hawaii efsanelerinde kimi zaman korkunç, tüyler ürperten şeyler de yer alır. Örneğin efsanelerde zehirli bir ağaçtan bahsedilir. Bu ağaç Hawaii tanrıları arasında en çok korkulan tanrılardan biri olmuştur. Yamyam köpekler, hayaletler ve hatta şefler bile geçmişin meşhur karakterleri arasında ön plana çıkar.

      O çağlarda, bu dünyadan göçüp gitmiş ruhların yardımıyla birine ölüm büyüsü yapılabileceğine inanılırdı, bu inanış günümüzde de devam etmektedir.

      Adanın neredeyse her vadisinin kendine has tuhaf ve ilginç mitleri vardır. Bu mitlerin altında hayal gücüyle harmanlanıp olağanüstü olaylara dönüştürülen bir takım tarihsel gerçekler vardır. Mitlerde bazı gizli mağaralardan bahsedilir. Bu mağaralara yalnızca büyük dalgaların altına ya da göletlerin derinliklerine dalarak ulaşmak mümkündür. Aşk ve macera hikâyeleri işte buralarda kümelenmektedir.

      Seyahatleri tüm Hawaii Adaları’na yayılan birçok mitolojik karakter vardır. Maui hikâyeleri, büyük Hawaii Adası ve onun bitişiğinde yer alan Maui adlı adanın bir bölümüyle sınırlı değildir. Bu hikâyeler tüm adalarda karman çorman bir şekilde anlatılır. En aktif volkanların bulunduğu bölgelerde yaşayan Pele ile kimi zaman kocası, fakat genellikle düşmanı olarak anlatılan Kamapuaa bu hikâyelerin hepsinde vardır. İkisi arasındaki çatışmalar, fırtına veya okyanus dalgalarıyla gönderilen lav akıntıları ile ifade edilirdi. Kadim Hawaiililerin ateşi ve suyu ilahlaştırmak gibi bir fikirlerinin olduğundan şüphe edilemez. Yine de kadın ve erkek arasındaki süregelen çekişme, doğanın birbirine düşman olan iki elementi arasındaki sonsuz bir husumete benzer.

      Bu sisli topraklara ulaşıldığında tarihsel gerçeklere dayanan zengin bir halk edebiyatı karşınıza çıkar. Şefler ve tanrılar, Nibelungen Destanı zamanlarında olduğu gibi birliktedir. Pasifik Okyanusu’nda yer alan, gezgin kahramanlara dair şarkı ve hikâyelerde sıklıkla isimleri anılan birçok uzak adaya seyahatler gerçekleştirilir. Samoalı bir şef, Hawaii Adaları’nın en büyüğünde bir kraliyet ailesi kurar ve Hawaiili bir şef de Tahiti’nin hükümdarı olur.

      Pasifik korsanlarının elbette ki gemicilikle alakalı birçok hikâyesi vardır ki bunlar Vikinglerin yaptığı seyahatlere denktir.

      Hawaii Adaları efsaneleri doğa olgusuna ilişkin bir anlayış açığa çıkardığından ve Hawaiililerin ilk dönem tarihini mitolojik bir arka planla ortaya koyduğundan kendi içlerinde değerlidir. Bununla birlikte, söz konusu efsaneler, diğer Pasifik adalarındaki efsanelerle kıyaslandığında da oldukça değerlidir. Diğer milletlerin halk edebiyatıyla karşılaştırıldığında son derece ilginç oldukları görülür.

      I

      Wahaula Tapınağı Hayaleti

      Hawaii tapınakları, hiçbir zaman birer sanat eseri olmamıştı. Tapınağın üzerine inşa edileceği arazinin yakınlarında daima soğumuş lavlar bulunurdu. Yontulmamış sert taşlar kolaylıkla üst üste yığılarak devasa duvarlar haline getirilir, sunak ve zemin oluşturmak için taraçalarda biriktirilirdi. Suyun etkisiyle aşınmış çakıl taşları, en yakın kumsaldan getirilip engebeli zemine dağıtılır, böylece çıplak ayakla gezinen tapınak sakinlerinin sivri volkanik taşlara basıp sık sık yaralanmaması için nispeten daha pürüzsüz bir zeminden geçmeleri sağlanırdı. Taraçalarda bulunan, ottan yapılma derme çatma barınaklar, rahiplerin ve zaman zaman sunakları ziyaret eden yüksek mertebeli şeflerin meskeni olurdu. Genellikle tapınağın bir yanına putlar için yükseltilmiş, üzeri düz taş yığınları oluşturulur, kurbanlar da