Ses RengiHİKÂYELER
Takdim
Canseyit TÜYMEBAYEV
Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi
Kazakistan’ın bağımsızlığından önceki ve sonraki dönemlerine tanık olan, öykü anlayışıyla edebiyatımızda büyük bir değişim yaratan ve günümüz okurlarının beğenisini kazanan değerli Kazak yazarımız Marhabat Baygut, söz sanatının üstadı olarak özel bir ilgiyi hak etmektedir.
Güney Kazakistan’ın coğrafyası, doğası, kendine has mantalitesi ve insanıyla bütünleşen değerli yazarımız, Kazak Devlet üniversitesinde eğitim aldığı yıllardan itibaren söz sanatı üzerinde çalışarak yaşamının her anını çok iyi değerlendirdiğini göstermektedir. O, Kazakistan’ın kültür ve sanat hayatının şekillenmesinde önemli görevler üstlendi. 1968’de Şamşırak Gazetesinde önce düzeltici sonra tercüman ve bölüm redaktörü olarak yer aldı. 1974 ile 1984 arası eyalet valiliğine bağlı olan Güney Kazakistan Gazetesinde çeşitli görevler yaptı. Gazetecilik alanında çalışmalarını sürdürerek toplumsal sorunları mizah tarzıyla gündeme getirebildi. Sonraki yıllarda Kazakistan Yazarlar Birliğinin Şube müdürlüğünü yürüttü. Üstlendiği bu görevlerin yanı sıra edebiyatla yakından ilgilenen değerli yazarımız, 1978’de ilk öykü kitabını yayımlanmıştı.
Tanınmış Kazak edebiyatçısı Taken Alimkulov, yazarın gün yüzüne çıkan ilk çalışmaların şöyle değerlendirmekte: “Marhabat Baygut, ilk yayımladığı öykü kitabıyla tanıklık eden bir yazardır. O gazetecilikteki kendine has üslubuyla az ve öz yazmayı prensip edinmiştir. Herbir edebi eseri emsalsiz doğa ve ruhuyla belirlenmektedir. Ayrıca onun çeviri alanında yaptığı çalışmaları takdire şayandır.” Zaten yazarın “Sırbulak”, “Yatılı Okulun Çocuğu”, “Nevruzek”, “Temmuz”, “Köy Hikâyeleri”, “Ses Rengi”, “Korumasız Yürek”, “Maşattaki Sevda”, “Edebiyat Dersinin Meleği”, “Şubattaki Kediler”, “Ensar”, “Okuma Salonu”, “Özlem Türküleri” gibi hemen hemen yılda bir yayımlanan eserleri okuruyla buluşarak edebiyata olan saygınlığı daha da arttırmıştır.
Edebiyat eserleri ile kitaplar hakkında yazdığı değerlendirme yazıları, verdiği konferanslar da onun entelektüel birikimini gösteren önemli niteliklerdir. Bundan dolayı yazarın yaptığı birçok çalışmaları tezlerin konusuna dönüşerek akademik camianın da dikkatini çekmiştir. Yeri gelmişken günümüzün gazete ve kitap okurları, yazarın zaman zaman kaleme aldığı heyecan uyandıran çeşitli yazılarını sabırsızlıkla beklediklerini ve yazılarını her zaman memnuniyetle yorumladıklarını ifade etmektedir.
Marhabat Baygut, öykücülüğü meslek edinen Modern Kazak edebiyatının çığır açıcı öykücülerinden biridir. Beyimbet Maylin, Taken Alimkulov, Askar Süleymenov, Karauılbek Kaziyev, Şerhan Murtaza, Abiş Kekilbayev, Dulat İsabekov, Bek-sultan Nurjekeulı gibi Kazak öykücülüğünün şekillenmesinde önemli yere sahip olan aydınlarımızın yanı sıra öyküdeki ısrarıyla, şiirsel yazılış üslubuyla, eşsiz mizah tarzıyla bu türün edebiyatımızda sevilmesine ve farklı bir saygınlığın kazanmasına çok önemli rol oynamıştır. Kazak edebiyatında her şeyin, daha doğrusu her konunun adeta öyküleştirilebileceğini ayan beyan göstermiştir. Özellikle, Güney Kazakistan bölgesine has rengiyle, dil ve şivesiyle edebiyatımıza farklı bir zenginlik kazandırmıştır. İşte yazar Dulat İsabekov’un: “Memleketime has değerlerini özlediğim, hatta unuttuğum zamanlarda değerli meslektaşım Marhabat Baygut’un eserlerine her zaman başvurmuşumdur,” demesi sözümüzü bir kere daha kanıtlamaktadır. Bu özelliklerinden dolayı Kazak edebiyat eleştirmeni Saylaubek Cumabek: “Marhabat Baygut, sıradan bir yazar değildir. O, gerçek bir ressamdır. Öykücülükte çetin çalışmalarını devam ettirmektedir. Onun hem zor hem de zaman zaman önemsiz gibi görünen böyle bir türde yazdığı birçok öyküleri dünya edebiyatının birer parçasına dönüşmüş bulunmaktadır,” diyerek değerlendirmektedir.
Türk dünyası kültür ve sanatıyla her zaman zenginliğini korumuştur. Manevi değerlerine sahip çıkarak daha çok gelişmeyi, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde yükselmeyi hedeflemiştir. Bu açıdan Türk dili konuşan halklarımızın birbirini daha iyi tanıması ve kültürel değerlerini benimsemesi önem arz etmektedir. Özellikle, edebiyat alanındaki çalışmaların farklı dillere çevrilerek tanıtılması kültür diplomasisinin gelişmesine büyük katkı sağlamaktadır.
Değerli Kazak yazarı Marhabat Baygut’un birçok öyküleri Türkiye’de sürekli çıkan çeşitli edebiyat dergilerinde, öykü antoloji kitaplarında yayımlanmıştır. Bu kitapta yer alan öyküler okurlarımızın ilgisini çekeceğinden eminiz. Eseri Türk diline çeviren Elmira KALJAN’a ve yayına hazırlanmasında emeği geçen Avrasya Yazarlar Birliğinin “BENGU” yayınevine teşekkürlerimi sunar, bu kitabın okurlarımıza ve öykü severlere yararlı olmasını dilerim.
Takdim
Yrd. Doç. Dr. Yakup ÖMEROĞLU
Avrasya Yazarlar Birliği Genel Başkanı
Türk dünyası kültür ve sanatının ayrılmaz parçası olan Kazak edebiyatı, oluşum tarihinden bu yana eşsiz ve emsalsiz ürünler vererek dünya söz sanatının gelişmesine büyük katkılar sağlamaktadır.
Abay, Mahambet, Jambıl gibi zamanları aşan çok değerli söz ustalarıyla çığır açarak Ahmet Baytursınulı, Muhtar Auezov, Beyimbet Maylin, Mırjakıp Dulatov, Mağcan Jumabayev gibi kamet-i balalarla temeli atılan, Gabit Müsirepov, Sabit Mukanov, Taken Alimkulov, Abdicemil Nurpeyisov, Şerhan Murtaza, Mukagali Makatayev, Kasım Amanjolov gibi aydınlarla gelişen, Abiş Kekilbayev, Dulat İsabekov, Beksultan Nurjekeulı, Kabdeş Cumadilov gibi yazarlarla yelpazesini genişleten Kazak edebiyatında, öykücülük geleneğini devam ettirerek toplumsal sorunları mizah tarzıyla işleyen ve hayatın gerçek yüzüyle okurunu buluşturan değerli Kazak yazarı Marhabat Baygut’un birbirinden ilginç ve güzel öykülerini sunmaktayız.
Tanınan Kazak aydını Nesipbek Dautayulı Kazak edebiyatıyla ilgili değerlendirmeler yaparken, “Yazar çoktur, fakat edebiyat sanatıyla resmedenler azdır. İşte Marhabat Baygut, böyle nadir görünen bir ressam yazarıdır,” ifadesini kullanır. Zaten hayatını yazarlığa adayan Marhabat Baygut kendi hayat serüvenini anlatırken şöyle demişti: “Ben birçok öykü ve uzun öykülerimde gücüm yettiği kadar insanda bulunan merhameti, güzel hasletleri oluşturmaya gayret gösteririm ve bu tür güzel vasıfları koruma adına neler yapılması gerektiğini üzerinde kafa yorarım. Zira şu anda gerçekten hayat zorlaştı. Fakat ne olursa olsun, güzel ahlak, soyluluk, yüce sıfatlar gibi insanda bulunması gereken varidatları yok etmeden verebilmek lazımdır. Bu da muhakkak hassasiyet ister. Yoksa her bir adamın hayvana dönüşmesi kolaydır. Günümüzün insanı, daha doğrusu insanın insanlık hasletleri kıldan ince olan köprünün üzerindeymiş gibidir. Sanırım bundan sonra kaleme alacağım birçok edebi eserleri bu açıdan değerlendirmeye tabi tutarım.”
Kazak edebiyatının ileri gelenleri Güney Kazakistan’ın şivesi daha yumuşak olduğunu söylerler. Marhabat Baygut, yumuşak dilin ve üslubun usta yazarlarından biri olarak gerçekten çok önemli eserleri yazmış. Sıradan gibi görünen kahramanlarını sıra dışı şekliyle tanıtabilmiş. Hayata farklı bir gözle bakarak herbir insanın fark edemediği yanlarını incitmeden, kırmadan, dökmeden, gönülleri rahatsız etmeden aktarabilen usta bir öykücüdür.
BİR ÇANTA DİPLOMA
Aniden keten çanta moda oluverdi. Moda, yaygın eğitime gidenler arasında hemen yaygınlaşmaz. Dekan Bey’in söylediğine göre biz bilgiyi de pek benimseyemeyiz. Beyefendi, bizim amfiye yirmi beş kişi önden elinden tutarak, yirmi beş kişi de arkadan önüne katıp zorla götürür gibi girer. Çok nadiren gülümser. O da yüzde yüz alaydan oluşan bir gülümsemedir genelde.
Dekan Bey yaygın eğitimi hiç sevmez. Onun kesin bildiğine göre bu amfide oturan elli öğrencinin bir tanesinin bile aklında “bir şeyler öğrensem, bilgi edinsem” düşünceleri yoktur. Herkesin tek düşündüğü ne olursa olsun bir şekilde sınavı geçmek, başaramazsa da düşe kalka yine bir şekilde geçmektir. Böylece sonunda bir diploma sahibi olmak. Evet, öyle ya da böyle bir diploma edinmek.
Beyefendinin tecrübesi hiç de azımsanamaz. Yılda iki dönem üniversitede belirli bir süre ders görüp mezun olanların bir tanesi